• Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Reklam
  • Mobil Uygulamalarımız
  • Şikayet/İletişim
  • Giriş
  • Kaydol
Sanal Şantiye
  • Güncel
    • Haberler
    • Etkinlik
    • Teknoloji
    • Konu Dışı
  • Kütüphane
    • İnşaat Mühendisliği
      • Yapı
      • Mekanik
      • Geoteknik
      • Hidrolik
      • Ulaştırma
      • Yapı Malzemeleri
      • Diğer Notlar
      • Deneyler
    • Kanun & Yönetmelikler
    • İnşaat Programları
    • Yerbilimleri
    • Kitaplar
    • İş Güvenliği
    • Makaleler
    • Deprem
    • Şantiye
    • Sözlük
    • Staj
    • Kişisel Gelişim
  • Video
  • Blog
  • Test
  • Soru Cevap
  • TBDY 2018
  • Mimari
  • Fiyatlar
    • 2025 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri
    • Güncel Demir Fiyatları
    • Güncel Hazır Beton Fiyatları
    • Çimento Fiyatları
    • Gazbeton Fiyatları
    • 2024 Birim Fiyatları | Tüm Bakanlıklar
Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Güncel
    • Haberler
    • Etkinlik
    • Teknoloji
    • Konu Dışı
  • Kütüphane
    • İnşaat Mühendisliği
      • Yapı
      • Mekanik
      • Geoteknik
      • Hidrolik
      • Ulaştırma
      • Yapı Malzemeleri
      • Diğer Notlar
      • Deneyler
    • Kanun & Yönetmelikler
    • İnşaat Programları
    • Yerbilimleri
    • Kitaplar
    • İş Güvenliği
    • Makaleler
    • Deprem
    • Şantiye
    • Sözlük
    • Staj
    • Kişisel Gelişim
  • Video
  • Blog
  • Test
  • Soru Cevap
  • TBDY 2018
  • Mimari
  • Fiyatlar
    • 2025 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri
    • Güncel Demir Fiyatları
    • Güncel Hazır Beton Fiyatları
    • Çimento Fiyatları
    • Gazbeton Fiyatları
    • 2024 Birim Fiyatları | Tüm Bakanlıklar
Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Görüntüle
Sanal Şantiye
Anasayfa Blog

“Çarpık Kentleşmeden Hepimiz Sorumluyuz”

İsmail Akkan - İsmail Akkan
19 Kasım 2017 - Güncelleme 19 Aralık 2020
Kategori: Blog
0

“İstanbul’daki çarpık kentleşmede iktidar, yerel yönetimler, mimarlar ve vatandaşlar dahil herkes suçlu.” Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Uğur Tanyeli, 19 Kasım 2017 tarihli Yeni Şafak Pazar Eki’ne verdiği röportajda çarpık kentleşmeden bahsetti. Son zamanlarda en çok tartışılan konulardan biri olan kentleşme ile ilgili bu röportajı önemine binaen alıntılıyorum.

Çarpık kentleşme meselesi son günlerde çok konuşuluyor. Neden bu tartışmalar hız kazandı?

Bu yeni bir tartışma başlığı değil, sadece siyasal iktidarın tartışmaya katılmasıyla yeniymiş gibi gözüktü. Yoksa bu mesele, mimari çevreler tarafından uzun süredir tartışılan bir başlıktı. İstanbul’un aşırı betonlaştığı tartışması 1960’lardan beri yapılıyor. Uzun yıllar, bu konu gündemde tutuldu. Son yıllarda ise İstanbul’da spekülatif basınç arttı. Bu eskisinden çok daha yüksek binaların, gökdelenlerin yapılması anlamına geliyor. İstanbul’u 1960’ların başında tartışsaydık, ortalama dört kat civarında bir kat yüksekliğinden konuşurduk. Ama bugün İstanbul’daki betonlaşmadan bahsedince gökdelenleşmeden konuşuyoruz. Bu yoğun bir eleştiri konusu olmaya başladı.

Peki bu sorunlu kentleşmeyi nasıl ele alabilirsiniz?

Birincisi bunu tek başına sorunlu bir kentleşme olarak ele alamam. İstanbul’un modern kentleşme tarihini dönemlere ayırarak ele almak gerekir. İstanbul 18.yüzyıldan beri nüfusu hızla artan bir kent. O zamanlardan beri İstanbul nüfusu çeşitli eşiklerde yükselir. Eşiklerden biri 18. yüzyılın başından başlayan süreç. İkinci eşiği tanımlayacak olursam 1880 ve 1890 eşiği gibi tanımlayabilirim. Bütün Beyoğlu ve o civarının oluşma süreci, İstabul’daki ilk yüksek apartmanların ortaya çıkma süreci diyebileceğimiz bir süreç. Aynı şekilde tarihi yarımadanın içinde kagirleşme basıncının tırmanışı 1865’ten başlar. Arkasından İstanbul’un değişimi ile bağlantılı olarak nüfus düşüşü ile karakterize olan Birinci Dünya Savaşı’nın bitişi ile tanımlı bir evre başlar. İstanbul’da nüfus küçük bir miktarda düşer. 1945’ten başlayarak Türkiye genelinde ciddi bir nüfus artışı olur. İstanbul’da bu arada yeni bir kentleşme eşiğinden geçer. Söz gelimi tarihi yarımadadaki binaların apartmana dönüşmesi bu dönemde başlar diyebiliriz. O yıllarda kentleşmenin hızlanması diye nitelenen sorun gündeme gelir. 1980’lerin sonundan itibarense Turgut Özal döneminde başlayan yeni bir evreden söz etmek mümkün.

İstanbul 1990’lardan sonra metropol oldu diyebilir miyiz?

İstanbul çok tırmanan bir biçimde dünya kapitalizmine eklemlenen bir yer haline geldi. İstanbul 1929’daki dünya bunalımından 1990 yılına kadar sadece Türkiye’nin metropolü idi. Ama 1990 eşiğinden başlayarak bir dünya kenti olmaya doğru evrildi. Dünya kapitalist sistemi ile bütünleşmeye başladı. Bu bütünleşme şu anlama geldi: İstanbul Türkiye’nin ekonomik değerinin neredeyse yarısından fazlasını tek başına üreten bir kent oldu. Bu da doğal olarak nüfus artışını getirdi ve daha çok konut inşa edildi. Ama İstanbul’u asıl büyüten ticari ve kamusal yapı stoğu oldu. Kamusal deyince hepimize açık olan yapıları kast ediyorum. Kent, dikeyde ve yatayda büyüdü. 1990 eşiğinden sonra, dönümlerce arsalar üzerinde alışveriş merkezleri ve büyük siteler inşa edildi. İstanbul dev bir yatırım alanına dönüştü. Türkiye’de ise neredeyse tek yatırım enstrümanı inşaat sektörü haline geldi.

 Bu sorunlu ve çarpık bir süreç değil mi?

Hayır bence çarpık değil. Dünyanın her yerinde böyle bir yaklaşımla tüm enerjinizi inşaat sektörüne yönlendirirseniz ne oluyorsa, aynısı Türkiye’de de oldu. Bu örneğin Çin’de oluyor. Şu an biz çok ciddi biçimde Çin’e benziyoruz. Alıp başını giden bir rant tırmanışı var. Türkiye’de şu anda neye yatırım yaparsanız inşaatta kazandığınızı elde edemezsiniz. Nüfus artışı ve kentleşme devam ettiği sürece önümüzdeki bir iki yıl içerisinde konut fiyatları da düşmez . Dolayısıyla da zarar etmezsiniz. Herkes bunun farkında olduğu için İstanbul’da ihtiyaçtan fazla konut var. Ancak bir zaman sonra konut fiyatlarının sabit fiyatlarla düşeceğini rahatça söyleyebilirim.

 Bu ihtiyaçtan fazla konut artışı ve İstanbul’un hızlı büyümesine paralel olarak, bu kentin Türk-İslam kimliğini yansıtan yönü ortaya çıkamıyor diyebilir miyiz?

Dünyada öyle bir yer yok ve bu bir hayal. İstanbul’dan beklentinizi dini kimlik üzerinden tanımlamak doğru bir yaklaşım değil. Dünyada hiç kimsenin aklına İstanbul bunu getirmiyor. İstanbul’un zaten kimliği var. Dünyanın neresine giderseniz gidin, İstanbul’un kimliği bilinir. Sadece İslam ile ya da Türk olmakla bu kenti tanımlayamazsınız. İstanbul Osmanlı’yı, Bizans’ı ve antik dünyayı da akla getirir. İstanbul’a Türk ve İslam kenti demek yanlış olur.

Kentleşme sorununa dönersek bu sorunda mimarların hiç mi payı yok?

Mimar, yapı üretim inşaat faaliyetinin içindeki aktörlerden sadece biri. Mimarın yapabileceği şeylerin sınırları belli. Belediyenin, merkezi yönetimin, yatırım politikalarının rolü çok daha fazla. Mimar sadece bir aktör. Önce şu gerçeği görmek zorundayız. Ortada beğenmediğimiz bir sonuç var ise hepimiz bundan sorumluyuz. Mesela bir arsamız varken orada inşaat yapılacağı zaman kat sayısı artsın diye belediyenin kapısını aşındırıyorsanız siz de bu betonlaşma ve yükselmeden sorumlusunuz demektir. Türkiye’de istisnasız herkes bunu yapıyor. Arsanızda yükselme imkanı 1,4 ise 1,4’ü kadar inşaat yapabilirsiniz. Vatandaş, o katsayı iki yapılsın ister ve her zaman da bunun karşılığını alır. Yerel yönetimler oy alacağı vatandaşın istekleri doğrultusunda hareket eder. Bu herhangi bir dönemde değil, bütün dönemlerde böyle olmuştur. O katsayı artışları da bu yüksek binalara neden oluyor. Yani çarpık kentleşmeden yüksek binalardan şikayet edenler ‘Daha fazla kat verin, daha çok inşaat yapalım’ diyen insanlar aslında. Kim kimi neden dolayı şikayet ediyor? Tabii ki herkes sorumlu ama herkes birine suç atmak istiyor. Mimara, belediyeye, iktidara. Böyle düşünen yanılır. Hepimiz bu sonuçlardan sorumluyuz.

Peki ya kentsel dönüşüm için ne diyeceksiniz?

Dönüşüm adı altında bir mahalleyi ortadan kaldırıp, yeni binalar yapınca tarihi çevreyi korumuş olmuyorsunuz. Burada sadece kentin eski parçasında spekülatif içerikli inşaat yapmış oluyorsunuz. Göktürk semtinde site yapmak ile Sulukule’de kentsel dönüşüm yapmak arasında fark yok. Orada tarlanın üzerine konut yaparken, burada daha önce oturan insanlar vardı. Sulukule’den yoksullar uzaklaştırıldı. Hiç tereddütsüz bu yanlış. ‘Ama onlar yoksuldu’ diyorlar. Evet yoksulların da kentin bir gerçeği olduğunu yok sayamazsınız. Sadece şehrin Avrupa yakasındaki daha uzak semtlere sürüldüler. Dünyanın hiç bir yerinde bu anlamda bir dönüşüm politikasını savunan yok. Diğer ülkelerde bunu kamu otoritesi, dönüşümü denetleyerek yoksulların zarar görmemesi için uğraşır.

Peki bu kentleşme sorunu nasıl çözülecek?

Ben tarihçiyim ve beni uzun süreçler ilgilendirir. Şikayet edenlere kötü haberi vereyim en heyecanlı dönemi geçtik. Türkiye, 1950’den sonra hızlı bir kentleşme sürecinden geçti. Ancak dünyada daha hızlı kentleşen sayısız yer var. Bir kere çok hızlı değişiyoruz endişesinden kurtulalım. Bundan sonra aynı hızla kentler büyüyecek diye bekliyorsanız yanılırsınız. Artık kentler aynı hızla büyüyemez. Kırsal kesim çoktan boşaldı. Bazı yörelerde köylerde insan yok. Bundan sonraki kuşakta, köyden gelecek insan kalmadı. En fazla bölgelerdeki kentler arasında nüfus transferi olabilir. Türkiye 1950 yılında bütün Doğu Avupa ve Ortadoğu’da kentsel nüfus oranı en düşük olan ülke idi. Bunu herkes çoktan unuttu. Örneğin, Bulgaristan’ın ya da Suriye’nin kentli nüfusu 1950’deki Türkiye’den daha fazlaydı. Ama şimdi Türkiye yüzde 80’i kentte yaşayan gerçek bir kentli toplum oldu. Yakın gelecekte son sürat giden bir kentleşme olmayacak ve yavaşlayacak. Spekülatif basınç da zaman içinde düşecek.

 Estetik olarak çirkinleşme nasıl duracak?

Sandığımız kadar çirkin bir kentte yaşamıyoruz. Karşılaştırmayı Roma ile yaparsanız olmaz. Roma bütün nüfüsu iki milyon civarında olan, neredeyse inşaat alanı yıllardır sabit olan bir şehir. İstanbul’u Roma, Berlin ve Paris gibi kentlerle karşılaştırmayalım. Bunlar nüfusları az olan ve asıl hızlı değişim süreçlerini en az bir yüzyıl önce yaşamış yerler. Eğer bir karşılaştırma yapacaksanız Bombay, Şangay,Kahire hatta Tokyo ile karşılaştırın. Açıkçası İstanbul, Doğu Asya metropollerine daha çok benziyor. “Birgün gelecek burası Paris gibi olacak, bütün binalar aynı boyda olacak.” Böyle bir gerçek yok. Paris çok farklı koşullarda ve 19. yüzyılda bu hali almış. Öte yandan çocukluğunuzdaki kenti ararsanız elbette bulamazsınız. Ben çocukluğumu nüfusu bir milyonu bulmayan bir İstanbul’da geçirdim. Ümitsizliğe kapılmayalım, İstanbul doğal bir süreç yaşıyor. Çok hoyrat, rant elde etmeye fazla hevesli ve paragöz bir kent olabilir ama dünya genelinde sadece Türkiye’de görülen bir istisna oluşturmuyor.

Kaynak: http://www.yenisafak.com/hayat/carpikkentlesmeden-hepimizsorumluyuz-2830945

 


Sanal Şantiye sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Etiketler: istanbulkentsel dönüşümProf. Dr. Uğur Tanyeli
Paylaş27Tweet17Gönder
İsmail Akkan

İsmail Akkan

İlgili İçerik

Hangi İşlerde Sadece İnşaat Mühendisleri Şantiye Şefi Olabilir?

- Yük.İnş.Müh.Muhammed Demirkollu
Hangi İşlerde Sadece İnşaat Mühendisleri Şantiye Şefi Olabilir?

Hangi İşlerde Sadece İnşaat Mühendisleri Şantiye Şefi Olabilir? Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yayımlanan Şantiye Şefliği Yönetmeliği’nin 7....

Devamını okuDetails

TAKS Nedir? TAKS Hesabı Nasıl Yapılır?

- Sanal Şantiye
TAKS Nedir? TAKS Hesabı Nasıl Yapılır?

TAKS Nedir? TAKS Hesabı Nasıl Yapılır? TAKS, “Taban Alanı Kat Sayısı”nın kısaltmasıdır. İmar planlarında yapının tabanının parsel alanına oranını ifade...

Devamını okuDetails

Yüksek Sünek Sistemler ve Kapasite Kavramı

- İnş.Müh.Ahmet Çelikkollu
Yüksek Sünek Sistemler ve Kapasite Kavramı

Depreme dayanıklı betonarme yapı tasarımında kesme kuvveti kapasite tasarımı metodu ile belirlenmektedir.  Sadece depremden dolayı oluşan dış etkilere göre kesitler...

Devamını okuDetails

Şantiye Şefliğinde Yeni Dönem ŞantiyeM Sistemi

- Yük.İnş.Müh.Muhammed Demirkollu
Şantiye Şefliğinde Yeni Dönem ŞantiyeM Sistemi

16 Eylül 2025'de T.C. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yayımlanan “Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” (Resmî Gazete sayısı 33019) ile...

Devamını okuDetails
Please login to join discussion

En Çok Okunanlar

  • Hazır Beton Fiyatları 2025 – Kasım Ayı Güncel Fiyatlar

    Hazır Beton Fiyatları 2025 – Kasım Ayı Güncel Fiyatlar

    42975 paylaşım
    Paylaş 17190 Tweet 10744
  • Kira Sözleşmesi Örneği (PDF) – 2025 | Kira Sözleşmesinde Dikkat Edilecekler

    14733 paylaşım
    Paylaş 5825 Tweet 3641
  • Güncel Çimento Fiyatları – 2025

    12825 paylaşım
    Paylaş 5130 Tweet 3206
  • 2024 Yılı Bina Metrekare İnşaat Maliyet Bedelleri Yayımlandı

    6998 paylaşım
    Paylaş 2799 Tweet 1750
  • Radye Temel Nedir? Nasıl Uygulanır?

    11970 paylaşım
    Paylaş 4788 Tweet 2992

Son Yorumlar

  • TAKS Nedir? TAKS Hesabı Nasıl Yapılır? için tekirdagproje
  • İnşaat İşçilerine Belge Zorunluluğu Geliyor için İnş.Müh. Fatih Taner Vural
  • Devam Eden Bir Şantiyenin Şefliğini Devralırken Nelere Dikkat Edilmeli? için İnş.Müh. Fatih Taner Vural
  • İnşaat mühendisi maaş aralığı için İNŞ.MÜH. ALİ İSMAİL
  • Çin, Nükleer Füzyon Enerjisi Arayışında: Yapay Güneş için stefantraugott

Sponsorlu İçerik



Sorular

  • Dilatasyon boşluğu çatlakları
  • hangi poz arama aracını tercih ediyorsunuz?
  • taşıma gücü hesabı
  • Trapez Betonu Hakkında
  • TERAS KAT MI, ÇATI ARASI KAT MI?

Bizi Takip Edin

Sanal Şantiye ®

Abone ol

Sanal Şantiyeye abone olmak ve e-posta ile bildirimler almak için e-posta adresinizi girin.

Diğer 201 bin aboneye katılın

Yasal Uyarı

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Madde Ek-4 “…hak sahiplerinin başvuruları üzerine ihlâle konu eserler içerikten çıkarılır. Bunun için hakları haleldar olan gerçek veya tüzel kişi öncelikle bilgi içerik sağlayıcısına başvurarak üç gün içinde ihlâlin durdurulmasını ister.” hükmü uyarınca telif hakkı ihlali olduğunu düşündüğünüz yazı/resim/video vb. içerikleri bize bildirmeniz durumunda 3 gün içinde gerekli işlem yapılarak ilgili içerik kaldırılacaktır.

  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Yazarlık
  • Kullanım Koşulları
  • Gizlilik Politikası
  • Reklam
  • Şikayet/İletişim
  • Site Haritası

© 2009 - ∞ Sanal Şantiye

Hoşgeldin!

Hesabınıza giriş yapın

Şifremi Unuttum Kaydol

Yeni Hesap Oluştur

Kayıt olmak için formu doldurun

Tüm alanlar zorunludur Giriş

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi yenilemek için e-posta adresinizi veya kullanıcı adınızı girin

Giriş
Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Güncel
    • Haberler
    • Etkinlik
    • Konu Dışı
    • Teknoloji
    • Sponsorlu İçerik
  • Kütüphane
    • İnşaat Mühendisliği
      • Yapı
      • Yapı Malzemeleri
      • Ulaştırma
      • Mekanik
      • Hidrolik
      • Geoteknik
      • Yapı İşletmesi
      • Diğer Notlar
      • Deneyler
    • Deprem
    • İnşaat Programları
    • Kişisel Gelişim
    • Kitaplar
    • Staj
    • Makaleler
    • Şantiye
  • Kanun & Yönetmelikler
  • Güncel Malzeme Fiyatları
    • Güncel Demir Fiyatları
    • Hazır Beton Fiyatları İllere Göre
    • Çimento Fiyatları
    • Güncel Gazbeton Fiyatları
    • 2024 Birim Fiyatlar (Tüm Bakanlıklar)
    • 2025 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri
  • Testler
  • Video
  • Soru Cevap
  • Yazarlar
  • Ekibe Katıl
  • Hakkımızda
  • Şikayet/İletişim
  • Giriş
  • Kaydol

© 2009 - ∞ Sanal Şantiye

Bu web sitesi çerezleri kullanır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek, çerezlerin kullanılmasına izin vermiş olursunuz. Gizlilik politikamızı inceleyin.