Ege Denizi’ndeki Sismik Hareketlenme ve Muhtemel Sebepleri
Bildiğiniz üzere Türkiye’mizin üç tarafı denizlerle çevrili, dört bir yanı ise tehlike ile çevrili. Bunun en yakın örneğini 2 yıl önce 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri ile hissettik. Şimdi ise son günlerde Ege Denizi’nde Santorini Adası’nda bulunan Santorini Yanardağ’ının hareketliliği ile birlikte diken üstündeyiz. Ege Deniz’inde yüzlerce küçük çaplı depremler meydana geliyor. Bu depremlerin genel manada magmanın hareketliliğinden kaynaklandığı düşünülüyor.
Ege Denizin’de Santorini Adası’nda bulunan ve tarih boyunca büyük patlamalara sahne olan Santorini Yanardağı bundan yaklaşık MÖ 1600 civarında gerçekleşen büyük bir patlama ile Minos Uygarlığı’nın çöküşüne katkıda bulunmuş ve geniş bir bölgeyi etkilemiştir.
Son günlerde, Santorini ve çevresinde artan sismik aktiviteler gözle görülnür derecede artmış, 3 ila 4.9 büyüklüğünde çok sayıda deprem kaydedilmiş olup, bu durum yetkilileri önlem almaya sevk etmiştir. Okullar kapatılmış, kurtarma ekipleri ve insansız hava araçları konuşlandırılmıştır.
Eğer yanardağ patlarsa, lav akıntıları, kül yağışı ve potansiyel tsunamiler gibi tehlikeler söz konusu olabilir. Bu durum, hem Santorini Adası’ndaki yerleşim yerlerini hem de çevredeki bölgeleri etkileyebilir. Yetkililer, bölgedeki sismik ve volkanik aktiviteleri yakından izlemekte ve olası bir patlamaya karşı hazırlıklı olmak için önlemler almaktadır.
Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’a göre, ”Ege Denizi’ndeki deprem fırtınasının kökeni denizin içindeki yanardağa bağlı olabilir. Bu durum, Türkiye kıyılarını da etkileyebilecek süpürtü dalgalarına neden olabilir.” şeklinde bir açıklama yaptı. Yunanistan’da Santorini dışında da yanardağlar bulunmaktadır. Özellikle Ege Denizi’ndeki bazı adalarda da volkanik oluşumlar mevcuttur. Bu yanardağlar, bölgenin jeolojik yapısı nedeniyle zaman zaman sismik ve volkanik aktivitelere sahne olabilmektedir.
AFAD Deprem Dairesi Başkanı Prof. Dr. Aykut Akgün, bölgedeki depremlerin olağan bir konumda gerçekleştiğini, ancak normal aktivite dışında bir süreçle karşı karşıya olunduğunu belirtmiştir. Bu tür peşi sıra olan depremler “deprem fırtınası” olarak adlandırılmaktadır. Bölgedeki volkanik aktivitenin taze olduğunu ve depremlerin bu nedenle meydana gelmiş olabileceğini ifade etmiştir. Ancak, şu an için volkanik aktivitenin depremlere neden olduğuna dair kesin bir veri bulunmamaktadır. Şeklinde bir açıklama yaparak yüreklere bir nebze su serpmiştir.
AFAD, bölgedeki sismik hareketliliği yakından izlemekte ve gelişmeleri dikkatle takip etmektedir. Vatandaşların resmi kaynaklardan yapılan açıklamaları takip etmeleri ve olası acil durumlara karşı hazırlıklı olmaları önemlidir.
Sonuç olarak, Yunanistan’daki yanardağlar, hem tarihi hem de güncel volkanik aktiviteleriyle dikkat çekecek boyutlara ulaşmıştır. Bölgedeki sismik hareketlilik, yetkililer ve bilim insanları tarafından yakından izlenmekte ve olası risklere karşı temkinli davranmamız gerektiğini göstermektedir.